Özellikle kültürel anlamda erkekler için önemli bir noktada olan sakal ve bıyık çevresel ve genetik nedenlere bağlı olarak yaşın ilerlemesiyle beraber kayba uğramaya başlar. Yaşanan bu kayıpları önlemek için geliştirilen estetik uygulamalar saç ekimiyle başlamış sonrasında sakal, bıyık ve kaş ekimini de içine alarak ilerlemiştir.
Saç ekimi işlemi; her iki durumda da kalıcı geri kazanımlar sağlar ve kişilerin görünümlerini iyileştirerek kendilerini daha iyi hissetmelerini amaçlar.
Saç ekiminde olduğu gibi sakal ekiminde de donör bölge başın kulak arkasında kalan, enseye inen bölgedir. Buradan toplanan greftler kaybın yaşandığı bölgeye ekilir bir diğer deyişle transfer edilir. Sakal ve bıyık ekimi için 2500 folikül yeterli olup, estetik bir işlem olması dolayısıyla hastanın sağlığına negatif herhangi bir etki etmez ve psikolojik olarak olumlu geri dönüşler sağlar.
Fue sakal ekimi yöntemi ile ağrısız local anestezi uygulanır böylece operasyon sonrası şiddetli ağrı hissedilmez. Baş bölgesinin arka-yan donör alanından teker teker greftler toplanarak alıcı bölgeye transfer edilir. Tedavi sonrasında herhangi bir tahriş meydana gelmez ve iz kalmaz. Operasyonun kaç saat süreceği ekilecek greftlerin sayısına bağlıdır ancak yaklaşık olarak 5-6 saat sürer. Operasyonun kalıcı bir sonuç vermesi için en az 3 ay beklemek ve tedavi kurallarına uymak gerekmektedir.
İstanbul Vita’da sakal-bıyık ekimi için gereken kıl kökü sayısı operasyon öncesi muayene sürecinde cihazlarla ekran görüntüsü alınarak belirlenir. Herkesin yüzündeki boşluklar farklılık gösterdiğinden dolayı gerekli greft sayısı kişiye göre değişmektedir.
Birçok kültürde ve günümüz dünyasında sakal ve bıyık erkeklerin vazgeçilmez tarzlarından olmuş, birçok erkeksi öge içermiştir. Bunların yanında estetik olarak da daha göz alıcı bir görünüm sağlamaktadır. Sonuç böyle olunca kayba uğrayan sakal ve bıyık kişilerde güven kaybına neden olmaktadır.
Sakal ekimi sonrası kızarıklık operasyonun neden olduğu yan etkiler arasındadır.
Ancak bu yan etkiler kalıcı olmayıp en geç birkaç hafta içinde iyileşecektir ve herhangi bir ize neden olmayacaktır. Tedavi sürecini özenle takip ettiğiniz taktirde sonuç beklendiği gibi tatmin edeci olacaktır.
Sakal/bıyık ekimi üzerinden 14 gün geçtikten sonra yoğun dökülme gözlenir ve buna şok dökülme denir. Bu geçici dökülme kalıcı olmayıp tedavi sürecinin bir parçasıdır. Yaklaşık 4 ila 8 ay sonra kalıcı sakallar çıkar böylece tedavi süreci sağlıklı bir şekilde tamamlanmış olur.
Sakal ekimi sonrasında sabırsızlıkla beklenen ilk yıkama ve tıraş kesinlikle en önemli aşamalardan biridir. Henüz tedavi sürecinde olan kıl köklerini zedeleyebilecek ilk tıraş işleminin çoğunlukla operasyonun gerçekleştiği klinikte gerçekleştiğini bazı durumlarda hastanın kendi evinde gerçekleştirdiğini söylemekte fayda var.
Hastanın kendi evinde gerçekleştirdiği yıkama işleminden sonra bilinmesi gereken en önemli husulardan biri de; kabuklanma ve kızarıklığın normal bir süreç olduğu ancak kabukların kuruyup dökülmesi esnasında kıl köklerininde kabuklarla beraber dökülmemesi için hassas davranılması gerektiğidir.
Bir aylık süreç geçtikten sonra doctor kontrolünde tıraş olmalısınız. Bu süreçte ciltte kızarıklık ve dökülme beklendiği üzere gerçekleşebilir ancak bu belirtiler minimum süre içerisinde geçecektir. 3-4 aylık bu en kritik süre boyunca doktorunuzu itina ile dinlemeniz ve tedavi kurallarına uymanız tedavi sürecini en olumlu şekilde sonlandıracaktır.
Ekim operasyonu belli aşamalardan oluşur, bunlar sırasıyla:
Donör bölge yaklaşık 14 gün içinde iyileşecektir, herhangi bir enfeksiyon riskine karşı hastaya antibiyotik tedavisi, ihtiyaç dahilinde anti-inflamatuarlar ve analjezikler uygulanacaktır.
Tüm bu işlemlerin sonucunda sakal ve bıyık en doğal şekilde uzayacak; kalın ve gür sakal-bıyık elde edilecektir.
Sakal ekimi basit bir estetik operasyon gibi görünse de aslında oldukça karmaşık bir işlemdir. Cerah ekim bu tedavide iki ana yaklaşımdan birini kullanır.
FUE (Foliküler ünitelerin çıkarılması) Sakal Ekimi Tekniği: Son yıllarda oldukça popüler olan Fue sakal ekimi tekniği dikişsiz dolayısıyla iz bırakmayan bir yöntemdir. Ağrısız bir operasyon olmasından dolayı çok rahat geçirilir, işlem sonrası hasta sosyal hayatına kolaylıkla dönebilir.
Fue sakal ekimi tekniğinde, donör bölgede yeterince greft olmaması durumunda hastaların bedenlerinin başka bölgelerinden de kıl kökü alınabilir. Ancak bu donör genler çoğunlukla sıklaştırma için kullanılır.
FUT (Foliküler ünitelerin nakli): Foliküler ünitelerin nakli işlemi 1990’dan itibaren uygulanan demode ekim yöntemlerinden biridir. Cerrrahi müdahale gerektiren bu operasyonda genetik olarak daha güçlü yapıda olan, dökülmeye uğramayan donör bölgeden şeritler halinde saç derileri kesilerek alınır.
Laboratuvar ortamında kıl kökleri bu alanlardan ayrıştırılarak alıcı alanda açılan mikroskobik kanallara yerleştirilir. Bu operasyon sırasında lokal anestezi uygulandığı için herhangi bir acı hissedilmez ancak işlem sonrası küçük çaplı bir ağrı oluşabilir. Seans süresi ekilecek saç greftine bağlı olarak 4 ila 8 saat sürebilir.
Bu işlem artık tercih edilmemektedir.
Saç, sakal, bıyık, kaş gibi estetik anlamda önem arz eden tüylerimizin dökülmesinin belli başlı nedenleri vardır. Bunlar çevresel ve genetik faktörler, bazı hastalıklar, sağlıksız yaşam stilleri gibi nedenlerle çeşitlendirilebilir.
Genetik unsurlar; saç rengimizden boyumuza, boyumuzdan göz rengimize kadar DNA’mızdan kayıtlı kodlarla gelen, değiştiremeyeceğimiz özelliklerdir. Örneğin: anneniz (ve annesi) kısa boyluysa büyük olasılıkla siz de annenizin ortalamasında bir boya sahip olacaksınız. Babanız (ve babası) yeşil gözlüyse siz de yeşil gözlü olacaksınız.
Kısacası genetik, bilişsel ve fiziksel olmak üzere varoluş sürecimizde büyük bir güce sahiptir. Bu özellikleri ilaçlar ile değiştiremeyiz ancak estetik operasyonlarla müdahale edebilir, suni değişimler sağlayabiliriz.
Sakallarınız belli bir simetri içinde değilse bunun ilk nedeni olarak hormonlardan şüphelenilir. Yüzdeki kan akışı her erkekte farklı şekilde gerçekleşir ve bu da düzensiz sakallara neden olur. Yani yanaklara yeterli seviye de ulaşamayan kan akışı sakal gelişimini sağlayan hormonları besleyemez ve kıl kökü miktarında azalmaya neden olur.
Bu durum bizi testosteron ve dihidrotestosteron olan iki hormona götürür. Testosteron erkekliği belirleyen bir homondur ve düşük seviyedeyse kişiler sakal bırakmakta zorlanabilirler.
Saçkıran birçok insanı etkileyen, saçla kaplı kısımlarda dökülmelere neden olan ve dökülmenin gerçekleştiği alanlarda boşluklar oluşturan bir hastalıktır. Ancak bu hastalık tedavi edildiği taktirde tamamen iyileşebilir hatta kendi kendine bile geçebilir.
Doğru beslenmek, düzenli ve yeterli uyumak, egzersiz yapmak veya aktif bir yaşam edinmek ve pozitif düşünmek sağlıklı bir yaşamın temel unsurlarıdır. Tüm bunlar sakalınızın sağlıklı ve gür uzamasına, görme yetimize ve hızlı düşünmemize kadar genel sağlığımızı etkileyen başat faktörlerdir. Örneğin: sakal uzamasında büyük katkısı olan niasin ve biotin içeren besinleri tüketmezsek (avokado, süt, balık, yumurta vb.) vitamin ve mineral kaybı yaşanacağı için sakalınız zayıflayıp, dökülmeye başlayabilir. Sağlıklı beslenerek ve her besini doğru oranda alarak sakalınızın güçlü bir yapıda kalmasına yardımcı olabilirsiniz.
Saç, sakal, kaş ve bıyık ekimi bazı riskler teşkil edebilir. Operasyon öncesi bu risklerin bilinmesi ve göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Tüm bunlar geçici olup, kalıcı özellikler taşımamaktadır.
Saçlarımız ve cildimiz içeriden beslendiği kadar dışarıdan alınacak takviyelere de ihtiyaç duymaktadır. Özellikle sakal ve bıyık düzenli olarak tıraş edildiği için altındaki deri kurumaya, tahrişe ve alerjik hassasiyete daha yatkındır.
Bazen bu tarz nedenler sakalınızın uzamasını engelleyip, dökülmesine ve zayıflamasına neden olmaktadır. Bunun için cildinizin ve sakalınızın yapısına en uygun olan serumu kullanmalı ve dışarıdan beslemeyi ihmal etmemelisiniz.
Sakal serumları çoğunlukla sakalın uzamasından sorumlu hormonlara kan akışını hızlandırarak kıl gelişimi ile bağlantılı sorunların bakımı ve onarımı için kullanılan kompleks karışımlardır. Bu serumlar kıl yapısında incelme, dökülme ve bölgesel kellik yaşayan kişiler için tasarlanmıştır.
Kıl köklerine kaybettiği nemi geri kazandırmak için laburatuvar ortamında geliştirilen bu yağların kullanımını içeren bu yöntem ile hem kıllar sağlıklı bir şekilde büyür hem de cilt bakımı sağlanmış olur.
Bir çok nedene bağlı olarak yaşanan dökülmelere (saçkıran, alopesi, sakalkıran) alternatif tedavi yöntemi olarak geliştirilen bu formül ile kıl kaybını 3 ila 6 ay içerisinde yoğun bir şekilde yaşayan kişilerde %30’a kadar engellediği dermatolojik olarak kanıtlanmıştır.
Sakal serumu kullanırken dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri düzenli ve uzun süreli kullanmaktır. Her kişinin ne kadar kıl kaybı verdiğine bağlı olarak süre değişse de düzenli bir şekilde kullanmak önemlidir. Uzmanların önerdiği minimum süre 2 ay iken en uzun süre 6 aydır.
Üzüm çekirdeği yağı: Kılları ve cildi yumuşatırken, cilt tonununuzu eşitler ve genüş ışınlarının neden olduğu hasarı iyileştirir. Kaybolan nem ihtiyacını dengeler, kuruluğun yarattığı kaşıntının giderilmesini sağlar.
Argan yağı: E vitamini bakımından zengin olan argan yağı takviyesi ile sakallardaki hasarı onarır cilde elastikiyet kazandırarak yaşlanmayı yavaşlatır.
Buğday proteini: Kıl yapısının kaybettiği elastikiyetini, esnekliğini, parlaklığını, yönetilebilirliğini ve hacmini geliştirir. Kurumuş ve deforme olmuş kırılgan sakalı nemlendirir ve canlandırır.
Soya proteini: Sağlıklı sakalın yapı taşı olan Protein, Kalsiyum, Folik Asit, B vitaminleri, Demir ve Lif bakımından oldukça zengin bir yapıdadır. Hasar görmüş kıl kökleri için son derece faydalıdır. Tüm bu özellikleri sayesinde hücresel hasarı azaltır ve yeni kılların gelişimini ve büyümesini sağlar.
Panthenol: B5 vitamininin bir türü olan Panthenol; cilde derinlemesine nüfuz eder, sakalınızı nemlendirir, rahatlatır ve canlandırır. Panthenol çok işlevli vir vitamin olduğundan her kılın yüzeyine orantılı bir şekilde dağılır ve kıl kökleri boyunca düz bir şerit oluşturarak hacim ve parlaklığını geri kazandırır. Kıl köklerini rahatlatması dolayısıyla elektriklenmeyi ve karışıklığı da önler.
Ekim işlemi öncesi dikkat etmeniz gereken doğru kliniği seçme süreci için size vereceğimiz bazı ipuçları var. Bu işlemi en uzman ellerde yaptırmak ve sonrasında herhangi bir sorun yaşamamak için dikkat etmeniz gerekenler:
İstanbul Vita saç ekim merkezi; hasta odaklı hizmet anlayışı, uzman doktorları ve tüm süreç boyunca sizinle ilgilenen personeliyle hem saç ekiminde hem de sakal ve bıyık ekiminde farkını ortaya koymuştur.